13 Ocak 2010 Çarşamba

kadın kadının kurdudur

şirkete bir basın sorumlusu almak üzere kariyer.net'te ilan verelim dedi patron. ben de meraklıyım zaten böyle işlere, iyi dedik yazdık çizdik. bi dünya sivi geldi. yannız ilginçtir:
a) insanlar istenilen özellikleri okumuyolar
b) oldukça çaresizler

erkek aday dedik, yarıdan fazlası kadın. neyseee, ben zaten kadın olmasın dedim. neden? kadınlarla kadınların çalışması imkansıza yakın bişey de ondan : )

sonra patron fikir değiştirdi dedi ki ya ayrımcılık yapmayalım, belki bu işi bir erkekten daha iyi yapacak bir kadın buluruz.
allaam bakıyorum bakıyorum hepsine bi bahane buluyorum: bu evliymiş seyahate gidemez, bunun çocuğu varmış mesaiye kalamaz, öteki deneyimsiz, beriki çok yaşlı... derken derken o kadaaar sivi içinden bitane uygun bişey bulamadım iyi mi :) yannız bu arada ben bazılarına yuh bu kaç yaşında falan derken baktım biçoğu benle yaşıt!@?

hemcinslerime bu kadar acımasız davranmaya ne zaman başladım ben yaaa, dua etsinler patron ben diilim, yoksa hiçbirinin şansı yoktu : )

bu arada, bunalım zamanlarında saç kestirmekten daha güzel bişey buldum kendime: ikinci dövmemi yaptırmaya karar verdim. ne yaptırayım (ve nereye yaptırayım) sadece onu düşünüyorum şimdi

4 Ocak 2010 Pazartesi

fabrika ayarlarına geri dön

evet, dönülebilir. biraz zaman alacak gibi görünüyor ama imkansız değil. sistem bunun üzerine kurulu. yoksa insanlar, hayatlarında başlarına gelen büyük yıkımlardan sonra kullanılamaz hale gelirdi dimi? herkesi kaldırıp çöpe atmak gerekirdi. ama hayır, öyle olmuyor, sistem kendini tamir ediyor. ama benim gibi virüslü sistemlerin yeniden çalışabilir hale gelmesi biraz zaman alıyor.

işe, default uygulamaları sistem dışı bırakmayla başlamalı. bir kısmı yapıldı zaten, herşey silindi, en azından beyin dışındakiler.

sonra eski uygulamalar tekrar devreye girmesin diye firewall kullanılmalı. mesela "içinde aslan var" tişörtü görünce ağlanmamalı, dolunaya eskisi gibi gönül rahatlığıyla bakılmalı, bütün o şarkılar yine keyifle dinlenebilmeli, beraber gidilen mekanların kapısına gelince içerde canavar varmış gibi donup kalınmamalı. peki bunun için napıcaz? "o beni devre dışı bıraktıysa ben de onu silebilirim" diycez. delete tuşu nerde yaaaa : ( "o acı çekmiyo da ben niye çekiyorum kardeşim" telkini de işe yarayabilir bazenleri.

göksel'in son albümü çok güzelmiş, biraz melankoliye salıyo insanı ama zararı yok. "inanmam" şarkısını becerebilirsem buraya da yükliycem, dinlemeniz tavsiye olunur.

haa bu arada yeni işlemciyi ne zaman kullanmaya başlayabilicem, orası belli diil işte...