27 Mart 2012 Salı

ansiklopedi çocuklarıydık

Biz çocukken dünya dönmüyor, zaman geçmiyordu. Çünkü bizim ansiklopedilerimiz vardı. Hiç eskimeyen bilgilerle dolu, yeni birşeylerin yaşanmadığı kalın kitaplar. O zamanlar çok fazla ölen olmaz, kimse iki günün içinde meşhur olmazdı. Tanıdığımız bildiğimiz insanların en yenisi 15 senelikti. Bizim ansiklopedilerimiz vardı, bir de hiç eskimeyen siyah beyaz fotoğrafları...

Herşey eskiydi ve kıymetliydi. Bilgilerin bile eski olduğu bir toplumun kendi iç huzuruyla yavaş yavaş yaşıyorduk. Hiçbir şey bugünden yarına değişmiyordu, mutluluklar da uzun süreliydi haliyle.

Kırk yılda bir birisi bu dünyadan göçüp giderse, ansiklopediden o kişiyi arar bulur, ölüm tarihini yazardım yanına, bir nevi güncellemeydi yaptığım. İnsanlar öldükçe hayat yenileniyordu ve satır satır ezberlediğim ansiklopedim hep yeni kalıyordu.

Ben bu koltuktan kalkıp tekrar yerime oturana kadar milyonlarca şey yenisiyle yer değiştiriyor, çöpler birikiyor dağ gibi, tazelenmiş gibi görünen herşey aslında çürüyor. Ve ben en yenisi 20 senelik ansiklopedilerin kağıt ve matbaa kokan sayfalarını, iplik dikişlerini, mukavva ciltlerini özlüyorum.

22 Mart 2012 Perşembe

muayene

Aşkın gözlerini kontrol ediyorum.
"Bu kaç?" dedim,
"İki'miz" dedi...

7 Mart 2012 Çarşamba

saptama

içtiğim gecelerin sabahında ayakkabılarım küçülüyor...