14 Haziran 2012 Perşembe

yazım kuralları, hazım kuralları

"Bende seni seviyorum" diye gelen mesajda "de" ayrı yazılmadığı için hayıflanmalı mıydım yoksa "Bendeki seni seviyorum" manasında bir içerik barındırıyor diye sevinmeli miydim bilemedim.

"Haklısın ama ben de haksız sayılmam" dedi. "Haklı olmak değil mutlu olmak istiyorum" diye cevap verdim. Verdiğim herşey onda kaldı zaten, üstünü bile vermedi açgözlü, bencil...

13 Haziran 2012 Çarşamba

bu kafayla anca bu kadar

Murat Menteş yeni bir kitap yazsın ve bayılacağım abuk subuk karakterler oluştursun diye beklerken, gayet güzel bir kafayla eve geldiğim bu saatte sızıp zıbarmak yerine yazı yazmama sebep nedir bilemiyorum, delilik galiba. Bu arada Cenk Eren diye bildiğimiz popçunun adı Yüksel Venedik'miş gerçekte. Hah! Tıpkı Murat Menteş kahramanlarından biri gibi.

Tuşlar parmaklarıma küçük geliyor ya da parmaklarım şişti gene çünkü hep yanlış yazıp düzeltiyorum.

"Beni bir zaman sevenler şimdi hepsi evlendiler" (Pamela Spence)

Bugün şehre giderken yolda arabası bozulmuş bir adam gördüm. Arabadan inmiş, bagajın kapağını açmış, reflektörü 5 metre geriye koymuş (ki yasal mesafe kaç metre bilmiyorum) bekliyordu. O an, bu adam benim sevgilim olsa ondan utanır mıydım acaba diye düşündüm. Çünkü ben güçlü olanı seviyordum, kusursuz olanı... O an nefret ettim kendimden ya da kahkahalarla güldüm bilemiyorum.

Mini minnacık küçücük bir Avrupa turu yaparken, Viyana'ya aşık olurken, Münih'te Hofbrauhaus'ta aç karnına sabah birası devirirken, Salzburg'da yaşama planları yaparken, insanlarımdan nefret ederken ve ülkemi çok özlerken aslında neyi istediğimi çok iyi biliyordum ve ben bunu yapacak cesarete sahip değildim.

S.çtığımın hayatında ne halt etmeye, ne için zaman harcıyordum bilemiyorum.