4 Kasım 2014 Salı

yaş otuz altı, yolun başı...

ne zaman geldim buraya gerçekten bilmiyorum.

daha dün, 18 yaşımı doldurunca kazanacağım özgürlüğü, gece matinesine sinemaya gidebilmeyi, araba kullanabilmeyi, tek başıma tatil yapabilmeyi hayal ederken; bir anda 30'ların sonunun kadınların en güzel zamanları olduğunu ne zaman savunmaya başladım hatırlamıyorum.

anladım, hayat iki aşamalıymış:
1- yaşayıp unuttukların.
2- yaşamak için planladıkların.

Yaş almak, sınırsız aşık olabilme zevkinden vazgeçip ömür boyu sadece birini sevme, sadece onun tarafından sevilme limanına sığınmak demek, ki ah ne güzel hissettiriyor şimdi o duygu bana.

aşklar, acılar, kahkalar, gözyaşları, küfürler, aşk dolu sözcükler hepsi ama hepsi şimdinin temeline döktüğüm harçmış meğer ki. o temeli dökmezsem bunu inşa edemezmişim.

hadi bakalım, daha yeni başladık... otuz altı ulan!