23 Nisan 2012 Pazartesi

bir ankaralının dramı

istanbul'da bir ankaralı, üsküdar'dan sabah vapura binip karşıya geçer, akşam dönüşte geldiği kadıköy iskelesi'ni sabah vapura bindiği yer zanneder. çünkü ankara'da insan her zaman çıktığı yere döner.

18 Nisan 2012 Çarşamba

hırs ya da tırs

o kadar yazmak istemiyordum ki, yazmak istemediğimi yazmak istedim şimdi. kin barındırabilirdim, espri yeteneği zaten vardı, hepsinden birazcık güzellik, zeka hatta inanç bile vardı içimde ama hırs yoktu işte. yani hırs fakiri olmak "aman n'olucak ya" kafasına sahip olmak demekti. çok güzel yazabilir, herkesi kendime hayran bırakabilir, bir yeteneğin vücut bulmuş hali benim adımla anılabilirdi ama bunun için kendimi yormayacak kadar ihtirastan yoksundum. demek ki ben olayı çözmüştüm.

2 Nisan 2012 Pazartesi

N'aptın be Behzat?

Düzene ayak uydurmadığı için hep bir çıkıntı gibi kalan Behzat Ç. mahalle baskısına daha fazla dayanamayarak evinin erkeği olmaya karar verdi ve savcı Esra'ya evlenme teklif etti. Her ne kadar teklif fazlasıyla kendine özgü, "Evlensen ya sen benimle. Evlenicen mi?" diye kasmadan, çok içten, Behzatvari ifade edilse de, Behzat fenomeninin bir sıradanlığa ayak uydurmasına denk geliyor.

"Ya biz ne yapıyoruz, nereye gidiyoruz biz böyle" diyerek önce mesai arkadaşlarının dikkatini çekmeye çalışan Behzat, bu serserilik, berduşluk, "tek tabanca" olma durumunun bir kaybolmuşluğa işaret ettiğini anlatmak istedi gözümüze sokarcasına. Aslında onu sevmekten, takip etmekten keyif almamızın yegane sebebi bu kayıtsız duruşuydu. Abisi - üstelik boşanma davası halihazırda devam etmekte olan abisi - Şevket'in  "Evlen oğlum artık, senin de bir düzenin olsun" ısrarlarına, "kaçan kadın kovalanır" argümanı da eklenince Behzat çareyi "tek taş"ta buldu.

Neyse Behzat. Artık akşamları eve gidince koltukta leş gibi kaykılıp, ayaklarını sehpaya uzatıp bira şişelerinden koleksiyon yaparak belgesel seğretmek yerine, mükellef sofralarda salataları ve çeşit çeşit yemekleri, ince belli Esra'nın kocaman şarap kadehleriyle şarap içerek götürürsünüz. Çocuk da yapın, tamam olsun...