7 Şubat 2011 Pazartesi

şifa niyetine...

şu an içmekte olduğum karışık bitki çayının içindekiler: sinameki yaprağı, ahududu yaprağı, huş ağacı, barut ağacı kabuğu, rezene, limon aroması, limon kabuğu, limon otu, ardıç meyvesi, civanperçemi, kuşburnu, ısırgan yaprağı, mürver meyvesi, aynısafa...

şimdiii, bunların ne olduğuyla ilgili hiçbir fikrim yok ama aklıma bişey getirdi okuyunca : ) vakti zamanında 3 kız arkadaş, bir yaz tatili öncesi büyüüük bir kozmetik mağazasına gitmiştik. kadınlara özgü o abuk sabuk hiçbi işe yaramayan kremlere falan bakıp dalga geçiyoruz. sonra 5 kat makyajlı bir satış sorumlusu kadıncağız bütün iyi niyetiyle yanımıza yaklaşıp yeni gelen, mucize selülit kreminden bahsetmeye başladı. "efendim bu kremin içinde bilmem ne yağıyla bilmem ne otunun özü var. işte böyle cilde sürünce 10 yaş gençleştiriyo, ferahlık veriyo, portakal kabuğu görünümünü yok ediyo... 2 haftada 2 beden inceliyosunuz falan falan". acayip fırlama bi kız vardı, deniz.. kadını dinledi dinledi, sonra "sen ondan bi bardak koy da içeyim" dedi : ) biz gülmekten kırılıyoruz, kadın heyecanla "tabi efendim" dedi, sonra dalga geçtiğimizi anlayınca bozuntuya vermemek için "zaten bu krem sizin bütçenizi aşar" dedi. gülmekten cevap veremedik, ya da vermek istemedik.... öyle bişeydi işte..

yaş ilerledikçe herşeyle dalga geçme özgürlüğümüz de mi elimizden alınıyor?

Hiç yorum yok: