26 Kasım 2010 Cuma

gelgitleeeer

insan denen yaratığı kontrol eden duygular silsilesi ne kadar karmaşık, ne kadar anlaşılmaz, birbirinden ne kadar uzak ve aslında ne kadar yakın. tuhaftır, saniyesinde üzülüyoruz, saniyesinde seviniyoruz, bi çok mutluyuz, sonra bi anda boğazımızı yakan, midemizden yukarı doğru yükselen bir acı kaplıyor bedenimizi. bi an sonsuza dek yaşıycakmışız gibi hissediyoruz, sonra hoop 5 dk sonra ölecekmiş gibi oluyoruz : ) garibiz yaaa, valla çok garibiz. aslında çok zavallıyız, evrenin döngüsü karşısında herşey bizim elimizde zannetmekle...

akşamdan kalma yattım dün gece, çok mutluydum; sabah saat çaldı, mutsuz oldum.
duşa girdim, keyiflendim; arabaya binip trafiğe çıkınca canım sıkıldı.
bütün ışıklar yeşil yandı hiç beklemedim, mutlu oldum; ofisin olduğu sokakta trafik anlamsız yere kilitlenince mutsuz oldum.
çok sevdiğim bir müzik başladı sonra (L is for the way you LOOK at me..) aman bi keyiflendim, ofise girdim bismillah tlfonum çalmaya başladı, dellendim.

ulan yarım saatin içinde bu kadar duygu arasında gidip gelinir mi yaa. denge, düzen bi b.k kalmaz insanda tabii. hayır bi de evrene mesaj gönderme hadisemiz var sabahları uyanınca. diyoruz ki: bugün mükemmel birgün olacak : )

uykum var, canım bişey yapmak istemiyor, lakin thank god it is friday!

I don't care if monday's blue
tuesday's gray and wednesday's too
thursday, I don't care about you
it's friday, I'm in love

Hiç yorum yok: