12 Aralık 2010 Pazar

Hacer

İlkokulda birgün din dersinde öğretmen "kıyamet günü mahşer yerinde toplaşınca insanlar, kimse kimseyi tanımayacak" demişti; "anneler bile çocuklarına bakacak durumda olmayacak, herkes kendi derdine düşecek"...

Eve gelip anlatmıştım bunu sana. çok korkmuştum, ağlamıştım. Beni korkutan şey kıyamet günü falan değildi; hayal ettiğim o kaos içinde sensiz kalmaktı. Sen de şöyle demiştin: "merak etme, o gün geldiğinde bile ben sizi bırakmam" Nasıl rahatlamıştım.

O kadar güzeldin ki biz çocukken. Nasıl gururlanırdım sen okulun kapısından girdiğinde. "Bu güzel, asil, akıllı, gururlu kadın benim annem" Nasıl saygıyla bakardı sana komşularımız, arkadaşlarımın anneleri ve ailemizdeki diğer kadınlar...

Ve o kadar güzelsin ki şimdi, biz kocaman çocuklarız hala.. Senin yaşına geldiğimde senin kadar vakur, asil ve güzel görünmek istiyorum.

"Akıllı ananın deli kızı alınırmış da, deli ananın akıllı kızı alınmazmış" dersin ya hep, akıllı ananın deli kızı olmaktan duyduğum onuru ölene kadar taşıyacağım.

Hayatta yaptığın herşeyin hakkını verdiğin için,

Sağduyundan ve asaletinden hiç vazgeçmediğin için,

Sadece hissettiğin gibi davranarak bizi adam ettiğin için,

Bizi herkesin yanında gururlandırdığın için,

Ve her gün arkadaşlarımın yanında "annemin bir lafı vardır..." diye başlayan konuşmalar yapmamı sağlayacak kadar "kendine has" olduğun için seni seviyorum.

Doğum günün kutlu olsun Hacercim...

Ortanca kızın Elif

Hiç yorum yok: