5 Mayıs 2009 Salı

puçu, tefecik ve ebi teyzeleri


bugün puçu'nun doğumgünü. aaah ah doğduğu günü dün gibi hatırlıyorum. ben o zamanlar 26 yaşında, uluslararası bir firmada üst düzey(!) çalışan bir elemandım. doğduğu gün istanbul'da fuardaydım. şimdiki aklım olsa izin alırdım ama o zamanlar ölmek vardı, işten dönmek yoktu. "ne kazmalık". ama o gün, yani 5.5.2005 günü hava çok güzeldi, bugünkü gibi kasvetli ve karanlık değildi. yine çok eğlenceli (!) bir fuar geçiriyoduk. ben ırmak'ın doğum haberini alınca, kendisine, asrın mucizesi "bellapica" ile kontrplak üzeri şaane bi çalışma yapmıştım. hala odasında duruyo. bööle karmançorman bir fon üzerine ırmak yazmıştım. çok sevdiğim ve beraber harika zaman geçirdiğim arkadaşlarımın hepsiyle beraberdim o zaman, ortam daha bu kadar bozulmamıştı! hatta, o zamanlar hepsi knauf'ta çalışan ama şimdi hiçbiri knauf'ta çalışmayan 4 kişi (nezih, esvan, bülent ve ben) o akşam arby's de yemek yemiştik. esvan bize iğrenç kusma hikayelerini anlatmıştı, çok gülmüştük.. sonra ben esvanda kalmaya gitmiştim, gece yine çok gülmüştük. eğlenceli kızdı. uzun zamandır görüşmedik, felek ayırdı bizi..


neyse efendim ne diyorduk. haaa evet işte o planlı günde, yani planlı tabii, ablam tarihi bizzat denk getirmek istedi, ırmak doğdu. daha doğrusu doğurtuldu. malum, sezaryen çıktı, mertlik bozuldu. yeni doğan çocukların pek çoğu olmaları gereken burçlara sahip değiller belki de, çünkü elle müdahale var hocam! bu doğum hadisesi de çok travmatik bişey ama şimdi hiç girmiyim..
ırmak doğunca ona "puçu" dedim. o da ilk konuşmaya başlayınca bana ne dedi biliyo musunuz: "ebi". bana özel bişey bahşetti , o gün bugündür ebi aşağı, ebi yukarı. adımı biliyomuş aslında, onu da söyledi ama ben sana ebi dicem dedi, eyvallah dedim...


velhasıl, çoluk çocuk güzel mevzular da, çocuk meselesi benim için "seni uzaktan sevmek aşkların en güzeli".


tefecik de bizim "efe". efecik tefecik derken adı kaldı tefecik. safidik bişi. ablası gibi "farç" diil. annemin babanesi yaramaz çocuklara farç dermiş. ohooo aslında bizim ailede herşeyin bir ismi var da, bizden olmayan pek anlamıyo. neyse, yegenlerim büyüsün onları bizzat kendi ellerimle azmaya götürücem. basit bir hesaba göre, ırmak (x) 20 yaşına geldiğinde ben (y) 46 yaşında olucam. yani:
x= y -26
x= 20 ise y kaç eder?
cevap: y= 46
e azacak yaşı (!) pek de geçmemiş oluyorum. 40 ından sonra azanın teneşir ile paklanması argümanı erkekler için mi geçerliydi? yoksa kadınlar zaten hayatlarının hiçbir döneminde az(a)madıkları için denklem dışında mı tutulmuşlar? o zaman şöyle bağlayalım: "ben sizin bildiğiniz kadınlardan diilim!"
sağlıcakla kalın

1 yorum:

tırtıl dedi ki...

elif yaa bu blog işi çok hoşuma gitti, en kısa sürede ben de yapacağım...
yalnız azmak konusunda ben de kendimi dışarda tutuyorum, aklımda hiç bişi kalmadı, tek bir şey dışında, onu da yalnız sen bilirsin...